Product has been added to Cart

X
GO TO THE CART
CONTINUE SHOPPING

31

MAR'21
10 PARMAĞINDA 10 SALAVAT
Selam vermenin, iyiliğin, güzel düşünmenin, olumlu konuşmanın, nezaketin, nahifliğin, gülümsemenin, yardımlaşmanın, paylaşmanın güneş gibi parladığı bir çağda hayal ettim kendimi. Şu ahir zamanın içinde bu çağın ne kadar gerçekçi olup olmadığını sorgulamadım bile. Çünkü benim için inanmak, düşünmek ve hissetmek önemliydi. Düşünceler zihnimizde duygulara dönüşür, duygular ise davranışlara... Çoğu insanın kötülükten gem vurduğu bu zamanda içime dönüp kendime yeni bir çağ kurmakla ilgilenmeye karar verdim. İnsanın özüne dönmesi, içe dalması, düşünmesi ve bu düşüncenin bir önceki günden değişik olması muhakkak ki; yenilendiğinin resmidir. Yenilenmeyi istemek ise kişinin kendisine bağlıdır.
 
Baktım ki; hayatın, insanların değiştiği pek yok... Ben değişeyim dedim. Ben kendime bir dünya kurayım, ben seveyim, ben iyi olayım, ben yenileneyim, ben gülümseyeyim, ben paylaşayım, ben yardım edeyim...
 
İçe döndükçe, düşündükçe ve hislerimi hissetmeye başladıkça hep o çok özlediğim yere ve kişiye gittim. Peygamber efendimiz geldi aklıma. O düştü gönlüme ateş gibi. Onu düşündüm durdum tüm gün. 
 
Tam bu düşünceler içinde yoğrulurken, seneler öncesi bir hocamın şu sözü geldi aklıma.
'Her sabah uyanırken ve akşam uyurken sadece 10 kez salavat getirsen, peygamberini ananlardan sayılacaksın. Senin salavatların ona ulaşacak... Bu ne güzel bir şey değil mi? Demişti.
Peygamberimizin beni anması, çektiğim salavatların, selamların ona Rabbim tarafından ulaştırılması, peygamberimizin beni düşünmesi, haberdar olması, konuşması.... O kadar iyi hissettirmişti ki bana kendimi.
 
Artık her sabah uyandığımda 'günaydın peygamberim!' diye sevinçle bağıran ve parmakları ile 10'a kadar sayıp, salavat çeken bir kız çocuğu var içimde...
Gece uykuya dalarken, 'iyi geceler peygamberim, seni çok seviyorum! İnşallah ahirette seninle komşu oluruz.' diye dakikalarca konuşup, iç döken, daha sonra bir 10 tane daha salavat çeken bir kız çocuğundan bahsediyorum...
 
10'u, 100de etsen, 1000'de etsen, 10.000'de etsen yüreğinde hiç bitmek bilmeyen bir özlem var.
 
Bir gün salavat çekmesen, bir gün 10'u 9 etsen azap çeken yüreğin var...
 
Gamlı yüreğini dindiren salavatın bereketi ve huzuru var ki, dillere destan bir şey! 
 
Amelin az ama ihlaslı olanı makbuldür cümlesinin köşesine kıvrılmış, mahzun bir nefs var. 
 
Mutluluk iki parmağın arasında sözüne set çeken; 10 parmağında 10 salavat var cümlesini şuraya bırakıp çekiliveriyorum şimdi köşeme. 
 
Belki çocuklarınıza, belki kendinize 10 parmak, 10 salavat kampanyası başlatırsınız. <3
 
İdrak edene ne mutlu, ne mutlu, ne mutlu... 
 





Trefwoorden: