Bir ramazanı daha geride bırakmış olmanın şükrünü eda ederken Sefamerve ekibi olarak ramazanın ülkemiz ve milletimiz adına birlik, beraberlik getirmesini diliyoruz. Öncelikle Rabbimiz tuttuğumuz oruçları yalnızca susuzluk ve açlıktan ibaret olarak değil bilinçli tutulan ve Kabe’de, Mescid-i Nebevide tutulan oruçlara denk saysın inşaAllah. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda ramazan boyunca sizlere iftar menüleri sunmaya, davetlerinizde veya aile yemeklerinizde, elinizde olduğu kadar lezzetli sofralar hazırlamanıza yardımcı olmaya çalıştık. Bugün menü paylaşımı yapamıyoruz zira bugün Kainata rahmet olarak gönderilmiş ve her şuurlu müslümanın örnek alması gerektiğini bildiğimiz Efendimizin ramazan adabını, sofra adabını, yemek adabını anlamaya çalışacağız.
Peygamber efendimiz her yemekten sonra ellerini mutlaka yıkar ve hemen sonrasında havlu ile kurulamaz ellerini çırpmakla yetinirdi. Çünkü eller yıkandıktan sonra ıslak haliyle havluya sürülmesi havlu üzerinde hali hazırda mikropların ellerine bulaşması demekti.
“Kim Allah’tan, evinin bereketini arttırmasını isterse yemekten önce de sonra da elini yıkasın.” (İbn Mace)
Hepimizin bildiği gibi Ramazan rahmet,bereket, mağfiret ayıdır. Tüm günahların bağışlandığı, şeytanın bağlandığı bu ayda Rabbim hakkıyla oruçlarımızı tutmuş olmayı bizlere nasip etsin.
“Her şeyin bir zekâtı vardır, cesedin zekâtı ise oruçtur. Oruç sabrın yarısıdır.” (İbn Mace)
“Nice oruçlu kimseler vardır ki oruçtan nasibi, sadece açlık ve susuzluktur.” (Taberani)
“Peygamber (sav) iftar ettiği zaman şöyle derdi: susuzluk gitti, damarlar serinledi ve inşaallah sevabı da kesinleşti.” (Ebu Davud)
Hz Muhammed (sav) sahur ve iftarda genellikle hurma yiyebilir ve su içerdi.
Diğer sahabelerden farklı beslenmeyen ve ailesini de öyle yedirmeyen Resulullah Efendimiz, yiyecek bir şey bulamadığında yemez, bulduğundaysa çoğunu dağıtırdı.
Hz. Muhammed, hiçbir dönemde aşırıya kaçmamış, aşırılığı övmemişti. İftar ve sahurlarda, bolluk içinde ziyafetler tertip edilen günümüzde bu işin sağlık yönünü de hatırlatıyoruz.
Riyazü-s Salihin adlı hadis kitabında yer alan bir hadiste de Resulullah (sav) müminlere nasıl yemek yenilmesi gerektiğini anlatırken özetle, “Mide üçe ayrılmalı: bir bölümü yemek, bir bölümü su için olmalı. Son bölüm ise boş kalmalı” diyor. Bu sebeple özellikle yemeklerini masa üzerinde değil yer sofrasında yer, oturduğunda bir bacağını karnına doğru çekerek midesine baskı yapar böylece midesini haddinden fazla doldurmamaya dikkat etmiş olurdu.
Orucun açılması konusunda ise “Kim hurma bulursa iftarını hurma ile açsın, kim bulamazsa orucunu su ile açsın. Çünkü su temizdir.” (Tirmizi) buyurmuştur.
Ramazan’da bağışlanma
Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anh, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
“Ramazan ayının ilk gecesi girince şeytanlar ve cinlerin azgınları zincire vurularak bağlanır. Cehennemin kapıları kapatılır, hiçbir kapısı açılmaz. Cennet kapıları ise sonuna kadar açılır, hiçbirisi kapalı tutulmaz.
Her Müslümanın kalbinde hissettiği bir ses yükselir:
Ey iyiliklere istekli olanlar, hayra yönelin!
Ey kötülüğe arzu duyanlar, kendinizi tutun!
Allah’ın bu gece Cehennemden kurtardığı pek çok kimseler olacaktır. Bu hal Ramazan’ın bütün gecelerinde tekrarlanır.”[3]
Oruç günaha engeldir
Muaz ibni Cebel Radiyallâhu Anh anlatıyor:
Bir seferde Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemle beraberdik. Yolda giderken, “Ya Resulallah, bana öyle iyi bir işten haber verin ki, beni Cennete soksun ve Cehennemden uzak tutsun” dedim.
Şöyle cevap verdi: “Sen büyük bir şey sordun. Böyleyken yine bu dediğin şeyi Allah kime nasip ederse ona kolay gelir.
“Allah’a ibadet edip, ona bir şeyi ortak koşma, erkân ve âdâbına uyarak namazı dosdoğru kıl, zekâtı ver, Ramazan orucunu tut; Beytullahı ziyaret et (haccet).”
Bundan sonra da, “Ya Muaz, hayır kapılarını sana göstereyim mi?” buyurdu.
“Evet, ya Resulallah.” Dediler ki:
“Oruç bir kalkandır, fenalığa karşı bir siperdir.
“Su ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları söndürür.
“Gecenin yarısında namaz kılmak salih kulların alametidir.”[4]
Başka bir hadiste de Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem,“Oruç insanı Cehennemden koruyan bir kalkandır. Tıpkı sizi savaşta ölümden koruyan kalkan gibi” buyurmuştur.[5]
Ramazan temizleyicidir
Ebu Said el-Hudrî Radiyallâhu Anhın rivayetine göre, Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
“Şüphesiz ki, Ramazan ayı ümmetimin ayıdır. İçlerinden hastalananlar olur, onu ziyaret ederler.”
“Bir Müslüman yalan söylemeden ve gıybet yapmadan oruç tutar, iftarını helal rızıkla yapar, farzları gözetip karanlıkta yatsı ve sabah namazına (camilere) giderse, yılanın derisini değiştirip çıkardığı gibi günahlarından kurtulup çıkar.”[6]
[1]et-Tergib ve’t-Terhib, 2:94-95
[2]et-Tergib ve’t-Terhib, 2:99
[3]Buhari, Savm: 5; Bed’ü’l-Halk: 11; Müslim, Sıyâm: 2; Nesâi, Sıyam: 5
[4]Tirmizî, İman: 8
[5]Nesâi, Savm: 167
[6]et-Tergîb ve’t-Terhîb, 2:442