Bazı kelimelerin izahı yoktur hayatta, kifayet denen kavram çoktan yol almıştır, en uzaklara gitmek için önceden biletini kesmiştir hazin duyguların.
İnsan bazen yeteri kadar iyi olamadığını, kendine yetemediğini ve bu duygu diziliminin bir domino taşı gibi ardı ardına geldiğini bilir, hisseder ve yaşar. İşte bu zamanlarda yapmamız gereken basit ama etkili şeyler vardır.
Birincisi,
Asla ama asla kendimizi bir başkasıyla kıyaslamamalıyız. Herkes bir başkası gibi olup, özünü kaybetme batağına saplanmışken, sen her zaman kendin ol ve elinden gelenin en iyisini yapmaya çalış. Kendini sev, kendine değer ver. Sen böyle güzelsin ve yaptığın her iş, sende olan her şey sana özel olmakla beraber, yeterli de. Beş parmağın beşi bir değilken, sen neden kendini bir başkası ile kıyaslayıp, kendine olan saygını yitiresin ki?
İkincisi,
Düşünmeyi bir süreliğine rafa kaldırmayı dene. Biliyorum kulağa zor geliyor ama cidden bazı şeyleri gereğinden fazla düşünüyoruz, bu da doğal olarak bize zarar veriyor. Ruhumuza, bedenimize sirayet ediyor ve düşündüğümüz şeyleri artık salgılamaya başlıyoruz. Bu yüzden olumsuz olan şeyleri düşünmeyi bırak, hatta zihnini örümcek ağı gibi saran olumlu duyguları da bir süreliğine kenara bırak. Biraz zihnini rahatlat, hiçbir şey düşünme... Sadece nefes al, ver. Nefesini, yaşadığını hisset. İnan bana düşünceleri bir kenara bırakıp, zihnini boşalttıktan sonra atılan adımlar ve verilen kararlar daha sağlam olacaktır.
Üçüncüsü,
Duygularını paylaşacağın insanları iyi seçmen gerekir. Sen tüm şeffaflığın ile içini dökmek ve rahatlamak istersin fakat karşındakinin niyetini bilemediğin gibi, sana ne şekilde yön vereceğini de tahmin edemezsin. İyi hissetmek isterken, daha da kötü olabilir ve çıkmaza sürüklenebilirsin. Önce içini Allah'a dök... Sonra da gerçekten güvendiğin, ne olursa olsun seni yargılamayacağına, destek olacağına ve gerçekten dinleyip, sana iyi geleceğine inandığın biriyle paylaşmayı dene. Paylaşmak güzeldir ama bunu gerçekten hak edecek birilerini bulmakta zordur. Her zaman dikkatli ol ve yanında sana iyi gelecek insanlar bulundur.
Dördüncüsü,
Kendinizi, yaşantınızı, sizi üzen ve dibe çeken tüm duygularla beraber, dert edindiğiniz şeyleri bir kenara bırakıp; başkalarını iyi ve mutlu etmeye çalışın. İnsan empati yapıp, bir başkasının derdini dinleyince bazen kendi dertlerinden utanıyor ve aslında bu iyi bir şey. Birine şefkat göster, birini mutlu et, çok istediği ama alamadığı bir şeyi ona sen hediye et, gülümse, nasılsın diye sor, önemli ve değerli olduğunu hissettir, hayvanlara yiyecek ver, çiçekleri sula, çöpleri yerden kaldır... Etrafına bak ve ben neyi yaparsam mutlu olurum, kimi mutlu edersem kendimi daha iyi hissederim diye düşün. İnan bana birinin mutluluğuna vesile olmak, kendi mutluluğundan katbekat daha gerçekçi ve iyi hissettiren bir duygudur.
Ve son olarak,
Ne olursa olsun hayallerinizden vazgeçmeyin. Başaramadığınız zaman geçmişte başardığınız küçük şeyleri düşünün ve yolunuza devam edin. Çünkü bir gün başaracaksınız. Umudunuzu yitirir gibi olduğunuzda nefesinize odaklanın. Yaşıyorsanız umut hâlâ var demektir. Kendinizi kaybettiğinizi düşünüyorsanız gözlerinizi kapatın ve kalbinizin sesine kulak verin, orası sizin en iyi pusulanızdır. Korkuyorsanız, üstüne gidin ve cesareti keşfedin. Rakamlara, profillere, dış görünüşe bakıp sakın aldanma. Kimin ne olduğunu, nereden gelip, nereye gittiğini bilemezsin.
İyisi mi?
Gelin biz hayattan tat almaya bakalım dünya dönmeye devam ettikçe...
Senden bir tane daha yokken, seni kaybetmemeye bak.
Çünkü sen çok değerlisin.