Ürün Sepetinize Eklendi

X
SEPETE GİT
ALIŞVERİŞE DEVAM ET

05

ARA'14
Namaz Hakkında Her Şey

 

Namaz kuşkusuz dinimizin en çok  önem verdiği ibadetlerden birtanesi. Bir nevi nimetlerin şükrü  gibi.. Hacca parası olan gitsin, zekatı parası olan versin, orucu sağlığı olan tutsun diyor Rabbimiz lakin namaz, namazı hasta yatağınızda dahi göz ucuyla kılın buyuruyor. İşte bizde Sefamerve ekibi olarak bu gne kadar bilgidiğiniz veya ilk kez öğreneceğiniz pek çok bilgiyi bir araya getirdik.

 
   Kelime-i şehadet’den sonra,İslam’ın birinci ve en büyük temeli namazdır. Namaz Müslümanlara özgü bir ibadettir.Diğer ibadetlerin makbuliyeti ve ihlası buna bağlıdır.Kişi farz olan namazı eda etmedikçe kulluğunda samimiyetten uzaktır.
 
   Allahu Teala(c.c) buyuruyor ki:“Kitaptan sana vahyedilmiş olanı tilavet et ve namazı dosdoğru kıl.Şüphe yok ki namaz,hayasızlıktan ve yaramaz şeylerden nehyeder.Ve elbette ki,Allah’ı zikir en büyüktür.Ve Allah ne yapar olduğunuzu bilir.(Ankebut suresi-ayet 45).”
 
   Rasulullah(s.a.v)Efendimiz buyurdu ki:“Allah(c.c) beş vakit namazı farz kıldı.Kim bunların abdestini güzelce alırsa,onları vaktinde kılarsa,rüku ve secdelerini eksiksiz yapar ve tam manasıyla kalbini namaza verirse,Allah(c.c) onu affedeceğine söz vermiştir.Bunları yapmayana ise Allah’ın verilmiş bir sözü yoktur.İsterse onu affeder,isterse azab eder.”
 
   Hz.Enes(r.a) anlatıyor:“Rasulullah(s.a.v) miraca çıktığı gece,elli vakit namaz farz kılındı. Sonra bu azaltılarak beşe indirildi. Sonra da şöyle hitap edildi:“Ey Muhammed!Artık nezdimde(hüküm kesinleşmiştir) bu söz değiştirilmez. Bu beş vakit(Rabbinin bir lutfu olarak on misliyle kabul edilerek)senin için elli vakit sayılacaktır.”
 
 
 
                                            BAZI ÖNEMLİ DURUMLAR:
 
*Gözle görülmeyen,bedende bulunan manevi pisliklerin,gusul,abdest veya teyemmüm ile giderilmesine hadesten taharet denir. Gözle görülen yerlerin yani kişinin bedenini,elbisesini,namaz kılacağı yeri temizlemesine ise necasetten taharet denir. Bunlar namazdan önce yapılır,namazın şartlarıdır.
 
*Başkalarının bakmaları caiz olmayan,namazda örtülmesi farz olan uzuvlara avret mahalli denir. Erkeklerde avret mahalli,göbek altından diz kapakları altına kadar olan yerdir.Kadınların ise, eller, yüz ve ayakların kuru topuklardan aşağı kısmı hariç bütün vücutları avrettir. Cildin rengini gösterecek kadar ince ve dar elbise ile namaz kılınmaz.
 
*Kabe,Mekke-i Mükerreme’de bulunan mubarek bir binadır, Müslümanların da kıblesidir. Allahu Teala(c.c) Kur’an-ı Kerim’de:“Siz nerede bulunursanız yüzünüzü o tarafa çeviriniz.”buyurur. Kıble dendiği zaman akla gelen  Beytullah’tır, ama Kabe’nin binası değil.Binanın çevrelediği alan ve binanın taa göğe kadar olan manevi havasıdır.Kabe yıkılsa bile yine aynı alana karşı namaz kılınır.Binaya diye düşünülürse küfür olur.Çünkü ilahi tecelli binaya değil,alana ve oradaki manevi havaya olmaktadır. Kabe içerisinde namaz kılanlar istedikleri tarafa dönerek namaz kılabilirler. Yalnız imamın yüzüne doğru durmak mekruhtur(suret olduğundan dolayı).
 
*Farz veya vacip namazlar için kendilerine mahsus vakitlerin girmesi şarttır. Vaktinden önce kılınan namazlar sahih olmaz, iadesi gerekir.Hanefi mezhebine göre, yolculuk veya yağmur mazeretiyle iki vakit namazı bir vakitte kılmak caiz değildir.Yalnızca Arafat’ta öğle ile ikindi,Müzdelife’de akşam ile yatsı namazlarını birleştirip bir vakitte cemaatle kılmak caiz bulunmuştur. Medyada zaman zaman gündem maddesi oluşturan bu konu(namazın cem edilmesi)Hanefi mezhebi açısından böyledir. 
 
*Namazlarda niyet şarttır. Niyet,kalbin bir işe karar vermesi,o işin ne için yapıldığını bilmesidir. Amellerin kıymeti,sevabı niyetlere göredir. Niyet kalbe aittir ama kalp ile yapılıp dil ile söylenmesi evladır.
 
*Niyet ettikten sonra namaza Allahu Ekber diyerek başlanır. Buna iftitah tekbiri denir. Önce niyet yapılır sonra tekbir alınır.
 
DİKKAT:Cemaatle namaz kılarken, imam tekbir aldıktan sonra tekbir almalıdır. İmamdan evvel tekbir alınırsa iktida sahih olmaz,fasittir. Buna çok dikkat edilmelidir.
 
 
 
 
*Yukarıda anlatılanlar namazın şartlarıdır,farzdırlar. Namazın dışında kalan ve onsuz namaz sahih  olmayan,mutlaka yapılması icab eden şeylere şart denir.
 
*Rasulullah(s.a.v)Efendimiz buyuruyor ki:“Namaz Yüce Rabbi ve melekleri hoşnut eden bir ibadet olup peygamberlerin de sünnetidir.
 
-Namaz marifet nuru,imanın aslı,duaya icabet edilmesine,amellerin makbul olmasına,rızıkta berekete,bedenin rahata kavuşmasına sebeptir.
 
-Namaz düşmana karşı silahtır,şeytanı ürkütür.
 
-Namaz,kılan kimse ile semaların sahibi arasında şefaatçıdır.
 
-Namaz,mümin kulun kabrinde lambasıdır.
 
-Namaz,mümin kulun kıyamet günü yanında dayanak,münker ve nekirin sorgu sualine cevap olur.
 
-Namaz,mümin kulun kabrinde yalnızlığını giderir,kıyamete kadar kendisini ziyaret eder.
 
-Kıyamet günü geldiği zaman namaz,onun başucunda bir gölgelik,başında taç,bedenine giysi,yürürken önünde nur,cehennemle arasına perde olur.
 
-Namaz,müminler için Yüce Rabbin huzurunda imanlarına bir delil,mizanı ağırlaşıran olur.
 
-Namaz,sıratı geçirir,cennetin kapısına da anahtardır.
 
-Namaz,tesbih,tahmid,takdis,tazim,kıraat,duadır.
 
-Tümden amellerin en faziletlisi,vaktinde kılınan namazdır.”
 
*Rasulullah(s.a.v) Efendimiz buyuruyor ki:“Beş vakit namaz dinin direğidir.Allahu Teala imanı ancak namazla kabul buyurur.”
 
Yine buyururlar ki:“Kulun kıyamet günü hesaba çekileceği ilk ibadet namazdır. Şayet namazını tamamlamışsa,diğer ibadetleri de tamam olur. Eğer onun namazı tamam değilse Aziz Celil Allah(c.c) şöyle buyurur: “Hele bir bakın,bu kulumun nafile namazları varsa,farzını onunla tamamlayınız.
 
*Farz ve vacip namazlarda ayakta durmaya Kıyam denir. Kıyamda bir özür bulunmadığı takdirde,iki ayağın arasını dört parmak kadar açık bulundurmak sünnettir(erkekler için,kadınlar olabildiğince kapatırlar). Ayakta durmaya imkanı olan kimsenin,oturarak namaz kılması caiz değildir. Oturarak namaz kılabilecek bir hasta,gücü yetiyorsa teşehhütte oturduğu gibi oturur,bu şekilde namazını tamamlar. Gücü yoksa haline göre bir vaziyet alır.
 
 
 
*Namazda Kur’an okumaya Kıraat denir. Namaz kılanın kendisi işitecek kadar diliyle harflerini dosdoğru çıkararak Kur’an- Kerim ayetlerinden bir miktar okuması,namazın bir rüknü olarak farzdır. Kendisi bile işitemeyecek derecedeki bir kıraat ise kıraat sayılmaz. İmama uyan kişi müstesnadır. Namazda ve namaz haricinde Kur’an okurken, uzatmaları hakkını vererek yapmalı,uzatmanın olmadığı yerlerde de harf ilavesi yapılmamalıdır. Bu tür yanlış okumalar manayı değiştirip kelimelerin yapısını bozabilir,dikkat edilmelidir. Şu örnek durumu çok güzel açıklamaktadır: Rükudan doğrulduğumuz zaman “Rabbena Lekel Hamd”deriz. Rabbimiz hamd sanadır,senin içindir anlamına gelir. Rab kelimesini bir elif miktarı uzatarak okursak,yani Rab yerine Raab dersek anlamı değişir. Raab kelimesi Arapçada üvey baba demektir. Bu şekliyle söylersek,yani Raabbena lekel hamd dersek anlamı; üvey babamız hamd sanadır olur(Haşa). Allahu Teala böyle hatalar yapmaktan hepimizi muhafaza etsin.
 
*Rüku da namazın rükünlerindendir,farzdır. Rüku’yu erkekler ve kadınlar farklı şekilde yaparlar. Erkekler dizlerini bükmezler,başları ile sırtları tam bir hizada bulunur,ellerini diz kapaklarına iyice yapıştırırlar. Kadınlar ise erkekler gibi tam eğilmezler,el parmaklarını birbirinden ayırmayarak ellerini dizlerinin üzerine koyarlar. Rükuda kadınların dizlerini bükük bulundurmaları sünnettir.
 
*Rükudan sonra ayak,dizler,ellerle beraber alnını yere veya yere bitişik olan bir şeye koymaya sücud(secde)denir. Secdede alın yerin katılığını bulmalıdır. Yalnızca burun yere koymakla yetinilirse tahrimen mekruh olup namazın iadesi vacip olur. Secde edilen yer ayak basılan mahalden yarım arşın(takriben 20 cm.)yüksek olmamalıdır. Ancak kalabalık bir cemaatte arka saftakilerin ön safta olanların sırtlarına secde etmeleri caizdir. Rükudan sonra Allahu ekber diyerek belimizi bükmeden,bir zincirin yere düştüğü şekilde dizleri yere koyarız. Ayaklar secde esnasında birbirine değmelidir.Kadınlar secde yaparken erkeklerden farklı olarak yuvarlak secde ederler.Karın boşluğu uyluklara değer,kollar yere iyice serilir ve vücuda yapıştırılır.
 
*Namazın sonunda Ettehiyyatü’yü okuyacak kadar oturmaya Ka’de-i ahire denir. Kadınlar her iki ayaklarını sağ tarafa doğru çıkarır,sol ayağın parmakları sağ ayağın topuğuna değecek şekilde sol tarafa doğru otururlar. Ellerini de diz kapaklarından bir miktar geriye doğru çekerler. Şayet daha ileriye koyarlarsa bilekleri açılır.Bu da avret mahalli olduğundan namazları bozulur.
 
*Yukarıda anlatılan maddeler namazın rükünleridir.Namazın içinde yerine getirilmeleri gerekir ve farzdırlar.
 
*Kişi kıldığı namazı bir veda namazı gibi bilmelidir. Bundan sonraki namazını kılmak belki de nasib olmadan ahiret alemine gidecektir.Çünkü kendisinin Yüce Allah’a gideceğinden şüphe yoktur,bunun da zamanı belli değildir.
 
*Allahu Teala(c.c)bir ayet-i kerimede şöyle buyuruyor:“Namazlarını düşürdüler,şehvet yollarına tabi oldular.Bunlar yakında Gayya Kuyusu’na düşeceklerdir.(19/59).”Bera bin Azib(r.a)bu ayet-i kerimede geçen “Gayya”manasını şöyle anlattı:“O,cehennemde bir vadidir.”İbn-i Abbas(r.a) o vadi için şöyle dedi:“Oraya ancak,namazlarını vaktinde kılmayanlar gireceklerdir.”(Dikkat:Kılmayanlar değil,vaktinde kılmayanlar!)
 
 
 
*Rasulullah(s.a.v)Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:“Bir kimse namazına gevşek davranırsa Allahu Teala(c.c) o kimseye onbeş çeşit ceza verir.Şöyle ki:
 
-Altı tanesi ölümden evveldir.
 
-Üç tanesi ölüm anındadır.
 
-Üç tanesi kabirdedir.
 
-Üç tanesi kabirden çıkarken başına gelir.
 
Ölmeden evvel başına gelecek altı şey şunlardır:
 
-Adı salih zatların arasından silinir.
 
-Ondan hayatının uğuru ve bereketi kalkar.
 
-Rızkında bereket olmaz.
 
-Namazını tamamlayıncaya kadar,yaptığı hayır işlerden hiç biri kabul edilmez.
 
-Duası makbul olmaz.
 
-Salih zatların okuduğu duada bir nasibi olmaz.
 
Ölüm anında başına gelecek üç şey şunlardır:
 
-Susuz ölür.Yedi denizi boğazından akıtsalar yine suya kanmaz.
 
-Aniden gelen gaflet ölümü ile ölür.
 
-Kendisini bir ağırlık basar.Dünyanın demiri,odunu ,taşları onun omuzlarına yüklenmiş gibi olur.
 
Kabirde onun başına şunlar gelir:
 
-Kabri onu sıkar.
 
-Kabri karanlık olur.
 
-Kabrinde sorgu suale cevap vermesi ayıplı olur.
 
Kabirden çıkarken başına şunlar gelir:
 
-Allahu Teala’nın huzuruna çıktığında  kendisini gazaplı bulur.
 
-Çok çetin hesaba çekilir.
 
-Allahu Teala’nın huzurundan ayrılınca,doğruca cehenneme gider.Meğer ki Allahu Teala(c.c) onu affede…”
 
*Namaz kılarken, kıyamda(ayaktayken)secde yerine, rükuda ayakları üzerine, secdede burnun iki kanadına,ka’dede(otururken)kucağa,selamda da sağ ve sol omuz başlarına bakmak namazın adabındandır.
 
Secdede gözler kapatılmaz, açık bulundurulur.
 
 
*Öğle namazının dört rekatlık ilk sünneti,ikindi ve yatsı namazlarının dört rekatlık sünnetlerinden farklı kılınır.Şöyle ki:İkinci rekatın sonunda oturduğumuzda,ikindi ve yatsı namazlarının sünnetlerinde okunduğu gibi Ettehıyyatü’den sonra salli-barik okumayız. Yalnızca Ettehıyyatü okuruz. Üçüncü rekata kalktığımızda,ikindi ve yatsı namazlarının dört rekatlık sünnetlerinde okuduğumuz gibi,Fatiha’dan önce Sübhaneke okumayız.Besmele ve Fatiha ile başlar, peşinden zammı sure okuruz.
 
*Öğle namazının son sünnetini dört rekat kılmak müstehabdır. Dileyen dört rekat kılabilir. Dört rekat kılmanın mükafatı ise Kadir Gecesi’ni ihya etmek gibidir.
 
*Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v) Efendimiz,yatsı namazının iki rekatlık son sünnetini,iki yerine dört kılmaya dair şöyle buyuruyor:“Yatsı namazının  farzından sonra kılınan dört rekat namaz,kadir gecesi kılınan dört rekat namazın sevabına eşittir.”
 
*Rasulullah(s.a.v)Efendimiz buyuruyor: “Münafıklara en ağır gelen namaz,yatsı namazıyla sabah namazıdır.Eğer bu iki namazdaki hayrın ne olduğunu bilselerdi,emekleyerek de olsa onları kılmaya gelirlerdi.”
 
*Hz.Aişe(r.a) anlatıyor:“Rasulullah(s.a.v) nafilelerden hiç birine,sabah namazının iki rekatlık nafilesi(sünneti) kadar aşırı ilgi göstermemiştir.”
 
Başka bir hadis-i şerifte ise:“Sizi atlılar kovalayacak bile olsa, o iki rekatı terk etmeyin.”buyurulur.
 
*Secde yeri Allah’a en yakınlık yeridir.Burası dikkatle tesbih edilen makamdır.Rabbımız elbette ki tecellisini kulundan esirgemez.Arada olan yetmiş üç perdeden biri kalkar.
 
*Namazlarda ilk Fatiha’da(sübhaneke’den sonra) Euzü Besmele,diğer Fatihalardan önce de Besmele çekilir.Diğer okunan surelerin başında Besmele çekilmez.
 
*İki kimse yan yana namaza dururlar;ikisinin namazı arasındaki fark yerle sema arası kadardır.
 
*Rasulullah(s.av)efendimiz birini gördü;namazda iken sakalı ile oynuyordu.Şöyle buyurdu:“Eğer bu kulun kalbinde huşu olsaydı,bedeninde de olurdu.”
 
*Hz.Aişe’den rivayet edilmiştir;dedi ki:Rasulullah(s.a.v)şöyle buyurdu:“Rasulullah’a namazda sağa,sola bakmak hususunu sordum,şu cevabı verdi:Bu bir kapıp kaçırmadır.Şeytan kulun namazından kapıp kaçırır.”
 
*Makbul olan namazın alameti şudur:Sahibini kötülüklerden ve yanlış işlerden çeker.Hayrı sevdirir.İyilik babında niyetini yeniletir.Taat ve hayırlı işleri yapmayı arttırır.Sevab olan işleri sevdirir.Sahibini kötülüklerden çeker.Masiyet işleri ve hatalı işleri sevdirmez.
 
-Takvimde güneş yazan saatten sonraki 45 dakika
 
-Öğle namazından 45 dakika önce
 
-Akşam namazından 45 dakika önce
 
Kerahet vakitlerinden olan bu üç vakitte kazaya kalmış farz namazlar, vitir gibi vacip namaz,daha önceden hazırlanmış cenazenin namazı kılınamaz.Önceden okunmuş bir secde ayetinin tilavet secdesi de bu vakitlerde yapılamaz. Bu yasaklara riayet etmeden kılınan namazların iadesi gerekir. Ancak kaza namazları kılınırsa iade edilmez.Bu üç vakitte nafile namazlar da kılınmaz. Nafileye başlanmış ise bozulur. Sonra iade edilmesi eftaldi. Bu üç vakit ateşe tapanların ibadet zamanlarıdır.Bu zamanlarda namaz kılınmamasının sebebi,ebedi düşmanımız şeytanın namaz kılanlara daha çok musallat olması ve vesvesesini arttırmasıdır.Peygamber Efendimiz de (s.a.v)biz ümmetini bu vakitlerde şeytanın hilelerinden korumak için namazı nehyetmiştir.
 
*Rasulullah(s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdu:“Namaz kılanın önünden geçen kişi ne derece vebal yüklendiğini bilse,onun için kırk yıl beklemek, namaz kılanın önünden geçmekten daha hayırlı olurdu.”Yine buyurdular ki:“Biriniz namaza durmak istediği zaman(duvar gibi)bir şeye doğru dursun.Eğer bulamazsa yere bir asa diksin.Şayet(bunu da)bulamazsa bir çizgi çizsin.Artık önünden geçen şeyler ona zarar veremez.”
 
*Namaz kılarken önümüze koyduğumuz şeye sütre denir.Sütre edinmek sünnettir.Sütrenin boyu  en az bir arşındır(Yaklaşık 68cm.)
 
 *Rasulullah(s.a.v)Efendimiz buyurdu:“Kim,her farz namazının peşinden Ayete’l-kürsi ve İhlas’ı(Kulhüvallahü ehad’ı)okursa ölünce hemen cennete girer.”/“Namaz vaktinin evveli Allah’ın rızası,vaktin sonu da Allah’ın affıdır.”
 
*Dikkat!Abdestli olarak ölenler ölüm acısı çekmezler…
 
*Rasulullah(s.a.v)Efendimiz ahirete intikal etmeden önce ümmetine namazı tavsiye etmiş ve şöyle buyurmuştur:“Allah’dan korkunuz,Allah’dan korkunuz,Allah’dan korkunuz.Bilhassa namaz ibadetinde…
 
       Ve bu, Rasulullah(s.a.v)Efendimizin son vasiyetidir….
 
KAYNAKLAR:
 
Günyet’üt Talibin
 
Miftahu’l-İrşad
 
Miftahu’t-Tevhid ve’t-Takva
 
Miftahu’t-Turuk
 
Büyük İslam İlmihali