Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’inde “İnsanlar imtihandan geçirilmeden sadece iman ettik demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sanıyorlar?” (Ankebut, 2) ayetiyle bizleri uyarıyor. İmtihanın şeklini ise, tıpkı geçmiş ümmetleri “bazen nimetlerle, bazen musibetlerle imtihana çektiği” (Araf, 168) gibi, “Sizi bir imtihan olarak iyilikle de kötülükle de deneyeceğiz.” (Enbiya, 35) buyurarak haber veriyor. Şu halde hepimiz dünya yolculuğumuzda az veya çok, nimetle de külfetle de karşılaşacağız. Bu yolculuğun sonunda felaha ulaşmamız, karşılaştığımız genişlik veya darlığın yürüyüşümüze engel olup olmamasıyla ilgili. Her halükârda dik durup istikamet üzere yol almak ise ancak imanla, ama amel halinde tezahür eden kâmil bir imanla mümkün. İmanın hayat içindeki görünümüne, darlık zamanında ise “sabır”, bolluk zamanında ise “şükür” diyoruz.
FARZ OLAN SABIR:
Bazı durumlarda kişinin sabretmesi üzerine farzdır. Emri bil mağruf ve yenhevne ğanil münker yani Allahın emirlerini yerine getirmek ve yapılmasını haram kıldığı şeylerden kaçınmak için sabretmek her kişinin üzerine farz olan sabır çeşidirir.
NAFİLE OLAN SABIR: Yapılması mekruh olan şeylere sabretmekte nafile sabırdır.
HARAM OLAN SABIR:Müslümanın Allah(cc) tarafından kutsal kıldığı malı,canı,ırzı korumak farza olduğu gibi bu kutsallara yapılan saldırılara sabretmek haramdır.
SABRIN DERECESİ 3 TÜR:
1- Allahın farz kıldığı emirleri yerine getirmek için sabır . derecesi 300 kırattır.
2- Allahın haram kıldığı şeyleri yapmamak için sabretmek. bunun derecesi 600 kırattır.
3- Aniden gelen büyük felaketlere geldiği anda sabretmek bunun derecesi 900 kırattır. Nitekim Allah(cc)
HADİSİ KUTSİ:Kullarımdan birinin beden,mal veya aile efradına musibet geldiğinde iyi bir sabırla onu karşılarsa kıyamet gününde onun için terazi koymak veya amel defterini açmaktan haya ederim ”.Buyurmuştur.
SABRI CEMİL:
Belayı ve musibeti başkasından bilmemeye sabrı cemil denir. Şunu bilmek gerekirki başına gelen bela ve musibetleri başkasından bilen ve şikayet eden kişi Allahtan şikayet şikayetci oluyor demektir. Çünkü bu hususta birçok ayet vardır.
AYET:(Teğabun 11)”Allahın izni olmadan hiçbir musibet isabet etmez.” Bela ve musibetler ne kadar büyük olursa bunlara sabretmek o oranda büyük sevap olur. Şüphesizki Allah(cc) sevdiği kişilere bela ve musibet verir. Dünya kuruldu kurulalı en büyük bela ve musibetlere uğrayanlar Allahın en çok sevdiği peygamberler ve velilerdir. Bu da bize gösteriyorki bela ve musibetlere uğramak Allaha yakın olmanın alametidir. Hastalık çekmeyen malını kaybetmeyen bela ve musibetlere uğramayan kişi imanını korumak için çaba göstermelidir. Bakınız peygamberimiz buyuruyorki.HADİS:(menyuridillahu bihi heyren yusemmetihi)”Allah kime hayır dilerse ona musibet verir.(buhari)HADİS:” Allah kuluna hayır dilerse cezasını dünyada verir.Allah kuluna şer murat ederse günahına karşılık ona dünyada ceza vermez. Taki kıyamet günü onu yüklenerek gelsin.Mükafatın büyüklüğü belanın büyüklüğü ile beraberdir. Allah bir kavmi severse onları derde uğratır. Kim kadere razı olursa allahın rızasına kavuşur.(tirmizi)
HADİS:”Bela ve musibet erkek ve kadın müminin kendinde, çocuğunda, ve malında Allaha günahsız olarak varıncaya kadar. eksik olmaz.(tirmizi
Dünya rahatlık ve keyif yeri değil imtihan yeridir. Bu dünyaya gönderiliş amacımızın imtihan olduğunu anlatan birçok ayet vardır.
AYET:Bakara. 155. ayet.(velenebnuvenneküm bişeyin minelhevfi vel cuği ve negsin minel emvali vel en fusi vessemerat)”Andolsunki sizi biraz korku biraz açlık,birazda mallarınızdan,canlarınızdan ve mahsullerinizden eksilterek imtihan edeceğiz. sabr…edenlere cennetimi müjdele” yine
AYET:(muhammet. 31. ayet:”Andolsunki sizi imtihan edeceğiz. Taki içinizde mücahitleri ve sabru sebat edenleri belirtelim.” Bu ayet ve hadislerden anladığımız şudur. Sayın okurum imanın yarısı sabır diğer yarısıda şükürdür.Zira bütün imanın ve islamın şartlarını yerine getirmek sabır ile mümkündür. Sabır olmadan hiçbir amel ve iş düşünülemez. Bir insanın yaşamını sürdürebilmesi için sabıra ihtiyacı vardır. Ahirette rahat edebilmesi için sabıra ihtiyacı vardır. Kısaca dünya ve ahiret mutluluğu sabır ile olur. Sabretmeyen dünyasını ve ahiretini kaybeder. Allah(cc) bizi dünyaya yiyip içelim eğlenelim, zevk yapalım, diye göndermemiştir. Öyle olsa bizi de hayvan olarak yaratırdı. insan olarak bizi yaratmasının ve dünyaya göndermesinin amacı imtihandır. Bu imtihanı kazananlar ebedi cennete kazanamayanlar ise cehenneme girecektir. Sayın okurlarım Allah(cc) kendine yakın olanların sevdiği kullarının imtihanını çetin yapmaktadır. ki ahirette daha büyük makamlara kavuşsun. Allaha en yakın olanlar en bvüyük imtihanlara tabi olmuşlardır. başta peygamberler ve evliyalar olmak üzere kullar allaha yakınlığı derecesinde imtihanları büyük ve şiddetli olmuştur. Allahın en sevdiği kul kimdir.? (vema erselnake illa rahmeten lil alemin) ”Seni alemlere rahmet olarak gönderdim.”(habibim) sevgili dostum dediği ” sen olmasaydın dünyayı yaratmazdım dediği” sıtratül müntehada bizzat görüştüğü Hz. Muhammet (sav) in imtihanı herkesten büyük olmuştur. Daha doğmadan babadan öksüz kalmış annesinin karnındayken babası ölmüş, altı yaşındayken anneside ölmüş,9 yaşında dedesi ölmüş bimbir türlü sıkıntılara uğramış,aç kalmış, evlatları ölmüş,taşalanmış horlanmış, yaralanmış, fakirlik çekmiş, memeleketinden göçüp gurbette yaşamış,hastalanmış velhasıl bir insanın başına gelebilecek bütün bela ve musibetlerin tümü başına gelmiştir. Niçin? Allaha en yakın olduğu için ne kadar büyük bela ve musibet o kadar büyük mükafat. Ne kadar Allaha yakınlık o kadar büyük imtihan. Ey hastanelerde kıvranan hasta kardeşlerim ve yakınları, ey açlıktan ölen somalili çocuklar ve yakınları, ey her türlü derde musibete uğrayanlar müjdeyi gördünüzmü? bundan daha büyük müjde olabilirmi? En fazla 50-60 senelik sıkıntı ama bunun karşılığında ebedi cennet ebedi ferahlık sefa rahatlık. üstün dereceler. Sabredene tabiki Bula bula beni mi buldun. niçin ben diye soranlar işte ebedi saadet için sen ebedi kurtuluş için sen . ne mutlu sabredenlere.