Ihr Produkt wurde Ihrem Warenkorb hinzugefügt

X
EINKAUF ABSCHLIEßEN
WEITER EINKAUFEN

29

AUG'14
Hz Ali ve Yaşamı
 
Bir adam Hazreti Ali’ye geldi ve; “Sana sormak istediğim dört sorum var” dedi.
İlim şehrinin kapısı; “Buyur sor” dedi.
Adam sordu; “Vacip nedir? Vacipten evvel vacip nedir?
“Hazreti Ali cevap verdi; “Tövbe etmek vaciptir, günahları terk ise ondan önce vaciptir.”
Adam sordu; “Yakın nedir? Yakından yakın nedir?”
Hazreti Ali cevap verdi; “Kıyamet yakındır, ölüm ondan daha yakındır.
Adam sordu; “Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir?”
Hazreti Ali cevap verdi; “Dünya acayiptir, dünyayı sevmek ise ondan daha acayiptir.”
Ve adam son olarak şu soruyu sordu; “Zor nedir? Zordan daha zor nedir?”
Hazreti Ali bu son soruya da şöyle cevap verdi;
Kabir zordur, azıksız, amelsiz kabre girmek ondan daha zordur.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Namaz vakti girdiğinde Emirü’l Mü’minîn Hz.Ali (r.a)’ nın benzi atar, renkten renge girer, titrerdi.
 
Kendisine bunun nedeni sorulduğunda Allah(c.c.) Teâlâ’nın:
 
“Biz emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, bundan endişeye düştüler. İnsan(a gelince o, tuttu) bunu sırtına yüklendi. Çünkü o, çok zülümkâr, çok cahildir.” (Ahzâb,72) mealindeki âyete imada bulunarak:
 
“Bu anın, Allah(c.c.)’ın göklere ve yere teklif edip de onların bunu yüklenmekten kaçındıkları ama benim yüklendiğim emaneti yerine teslim etme anı olduğunu bilmiyormusunuz? Yüklendiğim bu görevin gereğini güzelce yerine getirebilecekmiyim yoksa getiremeyecekmiyim bilmiyorum, işte bende gördüğünüz değişikliğin nedeni bu endişemdir.”
 
demiştir…