Produit Ajouté au Panier

X
COMPLÉTER LA COMMANDE
CONTINUER VOS ACHATS

01

JAN'15
Allah İnsanları Neden İmtihan Ediyor?

 

 

Hiç düşüncüdünüz mü bunca imtihanın sebebi nedir diye? İsyan etme boyutuna varacak kadar ileri gittiğiniz günlerde hiç sordunuz mu kendinize imtihanın gerekliliği neydi diye? Bunca dünya nimeti varken niçin imtihana gerek vardı ve niçin bu imtihana tabi tutulan sizdiniz?
 
Allah İnsanları neden imtihan eder?
 
1- İnsan ve cinin yokluk sahasından varlık sahasına çıkması çok büyük bir rahmettir. İnsan ve cinin sonsuz Cennet’e girme imkanı olması, Allah’ın insan ve cine sonsuz Cennet teklif etmesi ise çok daha büyük bir rahmettir. Demek ki; bir hiç iken varlık sahasına çıkan ve iradesi (seçim hakkı) ile çalışarak Allah’ın lütfu ile sonsuz mutluluk diyarı olan Cennet’e girme şansı bulunan insanın Allah’ı adaletsizlikle, merhametsizlikle suçlaması nihayetsiz bir nankörlüktür. Nihayetsiz nankörlük ise nihayetsiz azabı gerektirir.
 
İnsanları imtihan eden Allah adaletlidir çünkü görüyoruz ki; kainatta ve uzuvlarımızda bir ölçü ve denge vardır. Görüyoruz ki; en güçlü varlığa da en zayıf varlığa da nimetler ihsan ediliyor ve bu varlıkların ihtiyaçları karşılanıyor. Görüyoruz ki; bir sineğe kartal kanadı kadar büyük kanat yüklenmiyor. Görüyoruz ki; Allah hiçbir varlığı başıboş bırakmıyor ve kullarına adaleti emrediyor.
 
 
2- İmtihan sırrı ile bilenler ve bilmeyenler, çalışanlar ve çalışmayanlar, Ebu Bekirler ve Ebu Cehiller belli olurlar. Allah ezeli ilmi ile herkesin geleceğini de geçmişini de bilmektedir. İyi ile kötünün belli olması için imtihan yerinin kurulması Allah’ın bilgisizliğinden değildir. Allah kainatı yaratan tek ilahtır. Allah’ın ilminde eksiklik olması mümkün değildir.
 
“Ebu Cehil’in ateşten kurtulması için Ebu Bekir (ra)’ı yetiştiren imtihan ortamını lağvetmek, Ebu Bekirlerin hakkını yok saymaktır ki, Allah’ın sonsuz adaleti böyle bir çirkinliğe ve haksızlığa müsaade etmez. Bu yüzden kainatın yaratılması, yaratılmamasına üstün gelmiştir.” Sorularla Risale
 
3- Bir çekirdeğin ağaç olabilmesi için toprak altında belirli bir süre kalması gerekir. İnsan da olgunlaşmak için meşakkatli olan dünya yurduna gelmiştir. Bir insan dünyevi bir işte başarı sağlamak için önceleri zorluk çeker, çırak olarak çalışır veya staj görür. Sonrasında ise alanında uzmanlaşır. Bir ham, pişmemiş yemek sıcakta pişe pişe lezzetli bir hale gelir. Meyve zamanla olgunlaşır. İşte insanın bu dünyada imtihandan imtihana geçmesi ile insan olgun bir hale gelir veya imtihanı kaybederek en değersiz bir varlık seviyesine düşer.
 
4- İmtihan edilen insan Allah’ın İsimlerini ve Sıfatlarını daha iyi tanır. Zaten en büyük ilim Allah’ı bilmektir. 
 
Bazı Bebekler Ölü Doğar veya Bazı Çocuklar Ölürler ve Cennet’e Giderler. Deliler de Cennet’e Giderler. Yetişkinler İse İmtihan Olurlar. Bunun Nedeni Nedir?
 
Ölü doğan veya sonradan ölen çocuk “Neden beni öldürdün ve Cennet’e gittim?” diye şikayet edercesine soru soramaz çünkü o çocuğun Cennet’e gitmesi, dünya meşakkatlerinden kısa sürede kurtulup sonsuz mutluluk diyarına varması çok büyük bir nimettir.
 
Yetişkin birinin imtihan edildikten sonra cehenneme gitmesi de adalettir çünkü o yetişkin insana irade (seçme hakkı) verilmiştir. O yetişkin insan cüz’i iradesi ile çalışarak Allah’ın lütfu ile sonsuz Cennet’i kazanabilirdi ve ölü doğan veya sonradan ölen bir çocuğun ve delinin derecesinden çok daha yüksek bir derecede bulunabilir, Cennetteki nimetlerden çok daha fazla lezzet alabilirdi.
 
Demek ki; ölü doğan, sonradan ölen çocuk veya delinin imtihan olmaması ve Cennet’e gitmesi adalettir ve Allah’ın merhametidir. Yetişkine seçim hakkı verilmesi ve yetişkinin o seçim hakkı ile evliya derecesine çıkma imkanının olması ve Cennette daha büyük makam elde etme imkanının olması da adalettir ve merhamettir.
 
Bir ayet meali şöyledir:
 
“Her insanın işlediği amel çizelgesini boynuna taktık. Mahşer günü onun karşısına, dünyada yapmış olduğu her şeyin bir bir kaydedildiği ve önünde açılmış olarak bulacağı bir kitap çıkaracağız. ‘Oku bakalım, tercih ve eylemlerinle yazmış olduğun kitabını. Bugün kendi hesabını görmek için bizzat kendi vicdanın yeter sana!’ denilecek.” 
 
(İsra, 17/13-14)