|
Hadis-i kutside Cenâb-ı Hak buyurur ki:
“Mümin kulum bana bazı meleklerimden daha sevimlidir.”
|
|
İman, inanılması gereken şeyleri kalp ile tasdik etmektir. Dil ile ikrar, yani inandığını dil ile ifade etmek kalpteki imanın göstergesidir. Kalben inanan ve inandığını dili ile söyleyen kimse mümindir, Müslümandır. İnanç esaslarını inkar etmedikçe o kimseye kafir denmez.
Anahtar Kelimeler:
müslüman birine kafir demenin günahı,müslüman kişi,münafik,günah,sevap,önyargı,tövbe,ayet,hadis,Allahın merhamet,inanç,iman,inkar,ihtimal, |
|
Emredilen ilk şey,kıraatte ihlas ve onunla Allahu Teâla’yı kasdetmek,bundan başka bir gaye gözetmemek,Kur’an’a karşı edep göstermek,Allah(c.c) ile konuştuğunu ve O’nun kitabını okumakta olduğunu zihninde canlandırmak ve Allah’ı gören bir insan hali içinde okumaktır.
|
|
Doğrusu bu Kur'an sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız. Zuhruf, 44
Kur'an'ı hangimiz anlayarak okuyoruz?
Günümüzde Kur'an amel edilmekten çok; bebek isimleri, harfine sevap kaynağı, büyü, fal, camiler için melodi, bebekler için ninni olarak amacından saptırıldı.
En çok okunulan suremiz Yasin'i en çabuk kim okursa o hoca okumalı, daha çok okuyalım, şu sayıya ulaşalım..denildiğini duyuyoruz.
Anlayalım, anladığımızdan amel edelim diyen kaç kişi?
Anahtar Kelimeler:
kuran,kuran okumak,kuran okumanın sevabı,kuranda geçen bebek isimleri,camilerde kuran okunması,kuranı kerim,mushaf,ayet,hadis,meal,cüz,yasin suresi, |
|
Kur’ân’ın bozulmadığını anlamanın en güzel yolu onu okuyarak manalarından ve mucizelerinden haberdar olmaktır. Bu yönden söylenebilecek o kadar çok mucizeli özellikleri vardır ki, saymakla bitmez.
Anahtar Kelimeler:
kurani kerim,dua,orjinal,kuranda gecen sureler,dualar,ayet,sure,hadis,bakara suresi,nisa suresi,mucize, |
|
İstiğna; ihtiyaç sahibi olmamak veya ihtiyacını kimseye arz etmemek ve kendi imkânlarıyla yetinip kimseye el açmamaktır. Birincisi Allah’a aittir ki Samed olduğu için kimseye muhtaç değildir. İkincisi ise mahlûkata aittir ki, Allah’tan başka kimseye iltica ve iltifat etmez. Bu anlamdaki kişiler maddeten belki dünyanın en fakirleri olabilir, ama maneviyat âleminin sultanlarıdır. Gönül tokluğuyla hayatlarını geçirirler, yüzsuyu dökmezler.
|
|
Ebû Hüreyre (Radıyallâhu anh)’tan rivayet edildiğine göre Rasûlallah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Ümmetimi zora sokmaktan endişe etmeseydim, onlara her namaz vaktinde misvakla dişlerini temizlemelerini emrederdim.” (Buhârî, Cum’a 8, Savm 27; Müslim, Tahâret 42)
|
|
Pek fazla merhametli olan Peygamberimiz (s.a.v), ümmeti hakkında son derece şevkatli, merhametli idi. Ümmeti hakkında daima kolaylık yönünü tercih buyururdu. Namazda iken bir çocuğun ağladığını işitse ona merhameten namazını hafifçe kılar (kısaltır), çocuğun sesini durdurmak isterdi. Hele haktan kaçınanların hallerine pek acır, hidayete ermeleri için dua ederdi.
|
|
Gıybetin alelade bir şeymiş gibi her sohbetimize yapıştığı,
Allah yolunda harcamaktan ziyade dünya yolunda israfta birbirimizle yarıştığımız bir coğrafyada,
Bir dönemler enginliği ile görenlere Allah’ım bu ne kardeşlik dedirten, şimdilerde ise düştüğü uçurumlardan çıkmak için yeni uçurumlardan atlayan müslüman gönüllerde -yani gönüllerimizde-,
Günün birinde, şu ayeti duyabilecek miyiz ? ve kendimize gelebilecek miyiz ?
Bismillahirrahmanirrahim.
“Fe eyne tezhebûn”
— Nereye bu gidiş ?
|
|