Ürün Sepetinize Eklendi

X
SEPETE GİT
ALIŞVERİŞE DEVAM ET

18

EYL'14
Tüm Detaylarıyla Abdest!
 
ABDEST ALMAK: 
 
Abdest almak, namazın farzlarındandır. Kur'ân-ı kerîmi tutmak, Kâ'beyi tavaf etmek, tilâvet secdesi yapmak, cenâze namazı kılmak için de abdest almak lâzımdır. Her zaman abdestli bulunmak, yatağa abdestli girmek, abdestli yimek ve içmek çok sevâbtır. 
 
Abdestli iken ölenlere şehîd sevâbı verilir. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdular ki: 
 
(Abdestli olarak ölen, ölüm acısı çekmez. Çünkü abdest îmânlı olmanın alâmetidir. Namazın anahtarı, bedenin günâhlardan temizleyicisidir.) 
 
(Müslümân abdest alınca, günâhları kulağından, gözünden, elinden ve ayağından çıkar. Oturunca, mağfiret olunmuş olarak oturur). 
 
(Amellerin en hayırlısı namazdır. Abdeste devam edenler, ancak mü'minlerdir. Mü'min gündüz abdestli olmalı, gece de abdestli yatmalıdır. Böyle yapınca, Allahü teâlânın korumasında olur. Abdestli iken yiyip, içenin karnındaki yemek ve su zikreder. Karnında kaldıkları müddetçe, onun için istiğfar ederler). 
 
Abdestin farzları, sünnetleri, edebleri ve memnû (yasak) olan ve bozan şeyleri vardır. Abdestsiz olduğunu bilerek zarûretsiz namaz kılan kâfir olur. Namaz kılarken abdesti bozulan, hemen omuzuna selâm verip, namazından çıkar. Vakit çıkmadan abdest alıp, namazını baştan tekrar kılar. 
 
Abdestin Farzları 
 
Abdestin farzı hanefî mezhebinde dörttür: 
 
1- Yüzü, bir kere yıkamak. 
 
2- İki kolu, dirsekler ile birlikte, bir kere yıkamak. 
 
3- Başın dörtte bir kısmını mesh etmek, ya'nî yaş eli başa sürmek. 
 
4- İki ayağı, iki yandaki topuk kemikleri ile birlikte bir kere yıkamaktır. 
 
Şâfiî mezhebinde niyyet ve tertîb de farzdır ve yüzü yıkarken niyyet etmek lâzımdır. Su yüze değmeden önce niyyet ederse, abdesti sahîh olmaz. Yüz ve çene üzerindeki sakalı yıkamak farzdır. Delk [ovmak] ve muvâlât [uzuvları birbiri ardınca ara vermeden yıkamak] Mâlikîde farzdır. Şiîler, ayaklarını yıkamıyor, çıplak ayak üzerinde mesh ediyorlar. 
 
 
Abdest Nasıl Alınır? 
 
1- Abdeste başlarken şu düâ okunur: Bismillâhil-azîm. Vel-hamdü lillâhi alâ dînil-İslâm. Ve alâ tevfîk-ıl-îmân. El-hamdü lillâhil-lezî ce'alelmâe tahûren ve ce'alel-islâme nûren[1] . Sonra, eller bileklere kadar üç defa yıkanır. 
 
2- Sağ el ile ağıza üç kere su verirken şu düâ okunur: 
 
"Allahümmes-kinî min havdi nebiyyike ke'sen lâ ezmeu ba'dehü ebeden[2]." 
 
3- Sağ el ile buruna üç kerre su verip, sol el ile sümkürülür. Buruna su verirken: 
 
Allahümme erihnî râyihatel cenneti verzüknî min ni'a mihâ. Ve lâ türihnî râyihaten-nâr[3]. 
 
4- Avuçlara su alıp, alından çene altına, şakaklara kadar yüzü yıkarken şu düâ okunur: 
 
Allahümme beyyid vechî binûrike yevme tebyaddü vücûhü evliyâike ve lâ tüsevvid 
 
vechî bi zünûbî yevme tesveddü vücûhü a'dâike[4]. 
 
5- Sol el ile, sağ kol dirseğe kadar (üç defa) yıkanırken: 
 
Allahümme a'tınî kitâbî biyemînî ve hâsibnî hisâben yesîren[5] düâsı okunur. 
 
6- Sağ ile sol kol (üç defa) dirsek dâhil yıkanırken: 
 
Allahümme lâ tuti'nî kitâbî bi şimâlî ve lâ min verâi zahrî ve lâ tühâsibnî hisâben şedîden[6] düâsı okunur. 
 
7- Her iki kolu yıkadıktan sonra, elleri tekrar yıkar ve o yaşlıkla başı mesh ederken: 
 
Allahümme harrim şa'rî ve beşerî alen-Nâr. Ve ezıllinî tahte zıllî arşike yevme lâ zılle illâ zılle arşike[7] düâsı okunur. 
 
8- Daha sonra sağ ve sol elin şehâdet parmaklariyle iki kulağın deliklerine su verirken baş parmaklarla kulakların arkasını mesh edilir ve: 
 
Allahümmec'alnî minellezîne yestemi'ûnel-kavle fe yettebiûne ahsenehû[8] düâsı okunur. 
 
9- Ellerin dış yüzü ile enseyi meshederken: 
 
Allahümme a'tık rakabetî minen-Nâr[9] düâsı okunur. 
 
10- Boynu mesh ettikten sonra, sol elin küçük parmağı ile, sağ ayağın küçük parmağından başlıyarak, ayak parmaklarının arasını hilâllamak sûretiyle, topuklarla birlikte, sağ ayağı üç defa yıkarken: 
 
Allahümme sebbit kademeyye ales-sırâtı yevme tezillü fîhil-ekdâmü[10] düâsı okunur. 
 
11- Sol ayağı üç defa yıkarken, ayak parmaklarının arasını küçük parmağı ile bu sefer beş parmaktan başlıyarak, küçük parmağa doğru, ayak parmaklarının arasına hilâllamak sûretiyle topuğu ile birlikte yıkarken: 
 
Allahümme lâ tatrud kademeyye ales-sırâti yevme tatrudü külle akdâmi a'daike[11] 
 
düâsı okunur. 
 
Allahümme'c-alnî sa'yen meşkûren ve zenben mağfûren ve amelen makbûlen ve ticâreten len tebûr. Sübhânekellahümme ve bihamdike, Eşhedü en lâ ilâhe illâ ente vahdeke lâ şerîke leke ve enne Muhammeden abdüke ve Resûlüke[12]. 
 
Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyuruyor ki, (Her kim abdest aldıktan sonra, gök tarafına bakıp da düâyı okursa, Allahü teâlâ hazretleri, o kimsenin günâhlarını afv eder ve kabûl imzâsıyla tasdik edip, Arş-ı a'lânın altında muhafaza eder . Kıyâmet gününde bu düâyı okuyan şahıs gelip, o sevâbın ecrini alır.) 
 
Bir hadîs-i şerîfte: (Her kim abdest aldıktan sonra "İnnâ enzelnâhü" sûresini bir kere okursa, Allahü teâlâ hazretleri, o kimseyi sıddîklardan yazar. İki kere okursa, şehîdlerden yazar. Üç kere okursa Peygamberler ile haşr olur) buyurdular. 
 
Yine bir hadîs-i şerîfte: (Her kim abdest aldıktan sonra, benim üzerime on kerre salâtü selâm getirirse, Allahü teâlâ hazretleri, o kişinin hüznünü giderip mesrûr eder, düâsını kabul eder) buyurdular. 
 
Abdest alırken bilmiyenler, abdest düâlarını okumasa da olur. Fakat kısa zamanda ezberlemeli ve abdest alırken okumalıdır. Çok sevâbdır. Abdestin sonuna doğru veyâ abdesti bitirdikten sonra: "Allahümmec'alnî minet-tevvâbîn, vec'alnî min-el-mütetahhir în, vec'alnî, min ibâdik-es-sâlihîn, vec'alnî minel-lezîne lâ havfün aleyhim ve lâhüm yahzenûn" düâsını okumak çok sevabdır. 
 
Abdest düâlarını bilmeyen, her uzvu yıkarken (Kelime-i şehâdet) okumalı, büyük sevâba kavuşmalıdır. 
 
Âkıl isen kıl namazı, çün se'âdet tâcıdır. 
Sen namazı öyle bil ki, mü'minin mi'râcıdır! 
 
[1] Azîm olan Allahü teâlânın (adıyla) başlarım. (Bize) İslâm dînini veren ve îmânı ihsân eden Allahü teâlâya hamdü senâlar olsun. Suyu temizleyici, islâmı nûr kılan Allaha hamdü senâlar olsun. 
 
[2] Ey Allahım! Ondan içtikten sonra, bir daha hiç susuzluk duyulmayan havz-ı Nebîden ben kuluna bir kâse (bardak) içir. 
 
[3] Ey Allahım! Bana Cennet kokusunu koklat ve beni Cennet ni'metleri ile rızıklandır. Cehennem kokularıyla değil. 
 
[4] Ey Allahım! Nûrunla, Evliyâların yüzünü ağarttığın (beyaz ettiğin) gibi, benim yüzümü de ağart. Düşmanlarının yüzünün siyah olduğu günde, benim günâhlarımdan dolayı yüzümü siyah etme. 
 
[5] Ey Allahım! Kitâbımı sağ tarafımdan ver ve beni kolay hesâba çek. 
 
[6] Ey Allahım! Kitâbımı sol tarafımdan ve arkamdan verme. Beni zor bir hesâbla sorguya çekme. 
 
[7] Ey Allahım! Vücudumu ve saçlarımı Cehenneme atma. Gölgenin olmadığı (bulunmadığı) günde beni Arş-ı a'lânın gölgesinde gölgelendir. 
 
[8] Ey Allahım! Beni, sözü dinleyip, en güzelini tutanlardan eyle. 
 
[9] Ey Allahım! Boynumu ateşten âzâd eyle. 
 
[10] Ey Allahım! Ayakların kaydığı günde, sırat üzerinde ayaklarımı sâbit eyle. 
 
[11] Ey Allahım! Senin düşmanlarının sıratta ayaklarının kaydığı günde, benim ayaklarımı kaydırma. 
 
[12] Ey Allahım! (Beni) çalışan ve şükreden(lerden), günâhı afv olan(lardan), ameli kabul 
 
(olanlardan), ticareti helâl (olanlardan) eyle. 
 
Ey Allahım! Seni, hamdinle tesbih ve tenzîh eder (im). Senden başka ma'bud olmadığına, bir olduğuna ve şerîkin (ortağın) olmadığına ve Muhammed aleyhisselâmın senin kulun ve Resûlün olduğuna şehâdet ederim. 
 
 
Abdestin Sünnetleri 
 
Abdestin sünnetleri on sekizdir: 
 
1 - Abdeste başlarken, Besmele okumak. 
 
2 - Elleri, bilekleri ile beraber, üç kerre yıkamak. 
 
3 - Ağzı, ayrı ayrı su ile üç kerre yıkamak. Buna (Mazmaza) denir. 
 
4 - Burnu, ayrı ayrı su ile, üç kerre yıkamak. Buna (İstinşak) denir. 
 
5 - Kaşların, sakalın, bıyığın altındaki görünmeyen deriyi, yüzü yıkarken ıslatmak. 
 
6 - Yüzünü yıkarken iki kaşın altını ıslatmak. 
 
7 - Sakalın, sarkan kısmını mesh etmek. 
 
8 - Sakalın, sarkan kısmının içine, sağ elin yaş parmaklarını tarak gibi sokmak (hilâllamak). 
 
9 - Dişleri, birşey ile oğmak, temizlemek. [Misvak kullanmak, mühim sünnettir.] 
 
10 - Başın her tarafını bir kerre mesh etmek. 
 
11 - İki kulağı, bir kerre mesh etmek. 
 
12 - Enseyi, üçer bitişik parmakla, bir kerre mesh etmek. 
 
13 - El ve ayak parmaklarının arasını tahlîl etmek. 
 
14 - Yıkanacak yerleri, üç kerre yıkamak. 
 
15 - Yüzü yıkayacağı zaman kalb ile niyyet etmek. 
 
16 - Tertîb. Ya'nî sıra ile yıkamak. 
 
17 - Delk. Yıkanan yerleri oğmak. 
 
18 - Müvâlât. Her uzvu birbiri arkasından çabuk çabuk yıkamak. 
 
 
Abdestin Edebleri 
 
Abdestin edebleri yirmi sekizdir. Edeb, burada yapılması sevâb olup, yapılmazsa günâh olmayan şeyler demekdir. Halbuki, sünneti yapmak sevâb olup, yapmamak tenzîhen mekrûhtur. Edeblere, mendûb ve müstehab da denir. Abdestin edebleri şunlardır: 
 
1 - Abdesti, namaz vakti girmeden önce almak. (Özür sahiblerinin vakit girdikten sonra alması lâzımdır.) 
 
2 - Halâda tahâretlenirken, kıbleyi sağ veya sol tarafa almak. Abdest bozarken kıbleye önünü ve arkasını dönmek tahrîmen mekrûhdur. 
 
3 - Necâset bulaşmamış ise, su ile tahâretlenmek. 
 
4 - Tahâretlendikten sonra, bez ile kurulanmak. 
 
5 - Tahâretlendikten sonra, avret mahallini hemen örtmek. 
 
6 - Başkasından yardım istemeyip, abdesti kendisi almak. 
 
7 - Kıbleye karşı abdest almak. 
 
8 - Her uzvu yıkarken, kelime-i şehâdet okumak. 
 
9 - Abdest düâlarını okumak. 
 
10 - Ağzına sağ el ile su vermek. 
 
11 - Burnuna sağ el ile su vermek. 
 
12 - Burnu sol ile temizlemek. 
 
13 - Ağzı yıkarken, dişleri (Misvak) ile temizlemek. Misvak bulunmazsa, fırça da kullanılabilir. 
 
14 - Ağzı yıkarken, oruclu değilse ağzı çalkalamak. Boğazında hafif gargara yapmak, abdestde de, guslde de sünnetdir. Oruclu iken mekrûhdur. 
 
15 - Burnu yıkarken, suyu kemiğe yakın çekmek. 
 
16 - Kulağı mesh ederken bir parmağı, kulak deliğine sokmak. 
 
17 - Ayak parmaklarını tahlîl ederken, sol elin küçük parmağı ile tahlîl etmek. 
 
18 - Elleri yıkarken, geniş yüzüğü oynatmak. Dar, sıkı yüzüğü oynatmak ise lâzım olup, farzdır. 
 
19 - Su bol ise de israf etmemek. 
 
20 - Suyu, yağ sürer gibi az kullanmamak (üç defada da, yıkanan yerden, en az iki damla su damlamalıdır.). 
 
21 - Bir kabdan abdest alınca o kabı dolu bırakmak. 
 
22 - Abdest bitince veya ortasında (Allahümmec-alnî minettevvâbîn...) düâsını okumak. 
 
23 - Abdestden sonra (Sübhâ), ya'nî iki rek'at namaz kılmak. 
 
24 - Abdestli iken, abdest almak, ya'nî namaz kıldıktan sonra abdestli iken, yeni namaz için bir dahâ abdest almak. 
 
25 - Yüzü yıkarken, göz pınarını, çapakları temizlemek. 
 
26 - Yüzü, kolları, ayakları yıkarken, farz olan yerlerden biraz fazlasını yıkamak. [Kolları yıkarken, avuca su doldurmalı, bunu dirseğe doğru akıtmalı]. 
 
27 - Abdest alırken, kullanılan sudan, elbiseye üste, başa sıçratmamak. 
 
28 - Kendi mezhebinde mekrûh olmıyan birşey, başka mezhebde farz ise, bunu yapmak müstehabdır. 
 
Abdest Alırken Yapılması Yasak Olan Şeyler 
 
Abdest alırken, yapılması yasak olanlar onikidir. Bunları yapmak haram veya mekrûhdur ki, şunlardır: 
 
1 - Halâda, kırda abdest bozarken, kıbleyi öne, arkaya getirmemelidir. 
 
2 - Tahâretlenmek için, biri yanında avret yerini açmak haramdır. 
 
3 - Sağ el ile tahâretlenmemelidir. 
 
4 - Su olmadığı zaman, gıda maddesi ile, gübre ile, kemik ile, hayvan gıdası ile, kömür ile ve başkasının malı ile, saksı, kiremit parçası ile, kamış ile ve yaprak ile ve bez ile, kâğıt ile tahâretlenmek mekrûhdur. 
 
5 - Abdest alınan havuza tükürmemeli ve sümkürmemelidir. 
 
6 - Abdest a'zâsını, hudûdundan pek aşırı veya eksik olarak yıkamamalı ve üçden az veya çok yıkamamalıdır. 
 
7 - Abdest a'zâsını, tahârette kuruladığı bez ile kurulamamalıdır. 
 
8 - Yüzü yıkarken, suyu yüze çarpmamalı, alın üstünden, aşağı doğru dökmelidir. 
 
9 - Suya üflememelidir. 
 
10 - Ağzı ve gözleri, sıkı kapamamalıdır. Dudağın görünen kısmında ve göz kapağında ıslanmadık, az bir yer kalırsa, abdest kabûl olmaz. 
 
11 - Sağ el ile sümkürmemelidir. 
 
12 - Başı, kulakları veya enseden birini, her defasında eli ayrı ayrı ıslatarak, birden fazla mesh etmemelidir. Her defasında ıslatmadan tekrarlanabilir. 
 
 
MİSVAK KULLANMAK: 
 
Abdest alırken, misvak kullanmak sünnet-i müekkededir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki, (Misvak kullanarak kılınan namaz, misvaksız kılınan namazdan yetmiş kat üstündür). 
 
(Sirâc-ül-vehhâc) kitabında, misvak kullanmanın onbeş faydası olduğu bildirilmektedir: 
 
1- Ölüm anında, şehâdet kelimesini söylemeğe sebep olur. 
 
2- Diş etlerini kuvvetlendirir. 
 
3- Balgamı giderir. 
 
4- Safrayı keser. 
 
5- Ağız ağrısını giderir. 
 
6- Ağız kokusunu giderir. 
 
7- Allahü teâlâ ondan râzı olur. 
 
8- Baş damarlarını kuvvetlendirir. 
 
9- Şeytan gamlanır. 
 
10- Gözleri nûrlanır. 
 
11- Hayrı ve hasenâtı çok olur. 
 
12- Sünnet ile amel etmiş olur. 
 
13- Ağzı pâk (temiz) olur. 
 
14- Fasîh-ul-lisan olur, ya'nî güzel konuşur. 
 
15- Misvaklı olarak kılınan iki rek'at namazını sevabı, misvaksız olarak kılınan yetmiş rek'at namazın sevabından daha çok olur. 
 
Misvak, Arabistan'da yetişen Erâk ağacının dalıdır. Düzgün ucundan, iki santimetre kadar, kabuğu soyulup, burası birkaç saat suda tutulur. Sonra, ezilince, fırça gibi açılır. Erâk ağacı bulunmazsa, zeytin dalından yapılır. Kadınlar, misvak yerine, misvak kullanma sünnetine niyyet ederek sakız kullanmalıdır. 
 
Abdest alırken dikkat edilecek hususlar: 
 
Zarûret, mecbûriyet olmadıkça aşağıdaki on şeye riâyet etmelidir: 
 
1 - İki eli çolak olan, tahâretlenemez. Kolları toprağa, yüzünü duvara sürerek teyemmüm eder. Yüzünde de yara varsa, namazı abdestsiz kılar ve namazlarını terk etmez. 
 
2 - Hasta olana, zevcesi, câriyesi, çocukları, kardeşleri abdest aldırır. 
 
3 - Taş ve benzeri ile tahâretlenmek su yerine geçer. 
 
4 - Deli olan veya bayılan kimse, yirmi dört saatte ayılmazsa iyi olunca namazlarını kazâ etmez. İçki, afyon, ilâç ile aklı giden, her namazı kazâ eder. Yatarken başı ile imâ edemiyecek kadar ağır hastalığı, yirmidört saatten çok devam eden kimseden, aklı başında olsa bile, namaz sâkıt olur. 
 
5 - Abdesthaneye girmek için, husûsî şalvar kullanmak ve başı örtülü girmek müstehabdır. 
 
6 - Halâya girerken, elinde Allahü teâlânın ismi ve Kur'ân-ı kerîm yazılı bir şey bulunmamalıdır. Bir şeye sarılmış veya cebde olmalıdır. 
 
7 - Halâya sol ayakla girip, sağ ayakla çıkmalıdır. 
 
8 - Halâda avret yerini, çömelince açmalı, konuşmamalıdır. 
 
9 - Avret yerine ve necâsete bakmamalı, halâya tükürmemelidir. 
 
10 - Hiçbir suya, câmi duvarına, kabristana ve yola abdest bozmamalıdır. 
 
Abdesti Bozan Şeyler 
 
Yedi şey abdesti bozar ki, şunlardır: 
 
1 - Önden ve arkadan çıkan şeyler: 
 
a) Büyük ve küçük abdest bozmak ve yel kaçırmak. 
 
b) İhtikan ya'nî lâvman âletinin ucu ve insan parmağı, arkadan sokup çıkarılınca, etrafı yaş ise bozar. Kuru ise yine abdesti tazelemek iyi olur. 
 
c) Erkeklerin ve kadınların idrar kaçırmamak için önlerine koydukları pamuk fitilin dışarda kalan kısmı ıslanınca bozulur. 
 
2 - Ağızdan çıkan necs şeyler: 
 
a) Kay, ağız dolusu olursa. 
 
b) Tükürdüğünde, kan tükürükten çok olursa. 
 
c) Mide ve ciğerden gelen sıvı kan, İmâm-ı a'zama göre az olsa dahî abdesti bozar. 
 
d) Kulağa damlatılan yağ, ağızdan çıkarsa, abdest bozulur. 
 
3 - Deriden çıkanlar: 
 
a) Kan, cerâhat ve sarı su yalnız olarak çıkarsa. 
 
b) Çiçek hastasından ve herhangi bir çıbandan çıkan kan, sarı su, gusl abdestinde yıkanması lâzım olan yere yayılırsa, meselâ, burundan gelen kan, kemikleri geçerse, kulaktan kulak deliğinden çıkarsa. 
 
c) Çıban ve yaradaki kanı, sarı suyu, pamukla emerse. 
 
d) Misvâk ve kürdan üzerindeki kan ağıza bulaşmış ise. 
 
e) Kulak, göbek ve memeden ağrı veya hastalık ile sıvı gelirse. 
 
f) Sülük çok kan emerse, abdest bozulur. 
 
4 - Uyumak: 
 
Yan yatarak veyâ dirseğine, yahut birşeye dayanıp uyursa, abdest bozulur. 
 
5 - Bayılmak, deli olmak, sara tutmak veya yürürken sallanacak kadar sarhoş olmak, abdesti bozar. 
 
6 - Rükû' ve secdeleri olan namazda kahkaha ile gülmek, namazı da, abdesti de bozar. Fakat, çocuğun bozulmaz. Namazda tebessüm, namazı da, abdesti de bozmaz. Yanındakiler işitirse (Kahkaha) denir. Kendi de işitmezse, (Tebessüm) denir. 
 
7 - Mübâşeret-i fâhişe, ya'nî çıplak olarak çirkin yerlerini sürtünmek, erkeğin de kadının da abdestini bozar. 
 
Abdest aldığını bilip, sonra bozulduğunda şüphe ederse, abdesti var kabûl edilir. Abdesti bozulduğunu bilip, sonra abdest aldığında şüphe ederse, abdest alması lâzım olur. 
 
Abdesti Bozmayan Şeyler 
 
Şunlar abdesti bozmaz: 
 
1 - Ağızdan, kulaktan ve derideki yaradan çıkan kurtlar. 
 
2 - Balgam kusmak. 
 
3 - Kan kusunca, baştan gelen sıvı kan, tükrükden az ise. 
 
4 - Dişden akan kan, tükrükden az ise. 
 
5 - Başdan gelen katı kan, çok olsa dahî. 
 
6 - Mideden, ciğerden gelen katı kan, ağız dolusu değil ise. 
 
7 - Kulağa damlatılan yağ, kulakdan veya burundan çıkarsa. 
 
8 - Buruna çekilen şey burundan günlerce sonra da, geri gelirse. 
 
9 - Birşeyi ısırınca, o şey üzerinde kan görürse. 
 
10 - Ağrı olmadan, herhangi bir sebeble, ağlamakla ve soğan, duman, gazlar te'siri ile göz yaşı akınca. 
 
11 - Kadın çocuğunu emzirince. 
 
12 - Çok da olsa terlemekle. 
 
13 - Sinek, sivrisinek, pire, tahta biti gibi haşereler çok emseler de. 
 
14 - Az olup, yayılmayan kan ve ağız dolusu olmayan kay ya'nî kusmak. 
 
15 - Uyurken dayanılan şey çekildiğinde düşmezse. 
 
16 - Namazda uyumak. 
 
17 - Dizlerini dikip, başını dizlerinin üstüne koyup uyursa. 
 
18 - Ayaklarını bir yanına çıkarıp yere oturarak uyursa. 
 
19 - Çıplak hayvan üstünde uyursa, hayvan yokuş çıkıyor veya düz yerde gidiyorsa. 
 
20 - Namazda tebessüm etmek. 
 
21 - Namazda iken güldüğünü yalnız kendi işitirse. 
 
22 - Saç, sakal, bıyık ve tırnak kesmek. 
 
23 - Yara kabuğunun düşmesi ile, abdesti bozulmaz. 
 
Abdest İçin Kolaylıklar (Mest ve yara üzerine Mesh) 
 
Mesh, sıvazlamak demektir. İki türlü mesh vardır: 
 
1 - MEST ÜZERİNE MESH: 
 
Mest, ayağın yıkanması farz olan yerini örten, su geçirmez ayakkabı demektir. Mest büyük olup da, parmaklar mestin ucuna kadar gitmez ve mesh boş yer üzerine rastlarsa, câiz olmaz. Mestin, bir saat yol yürüyünce, ayaktan çıkmayacak şekilde sağlam ve ayağa uygun olması lâzımdır. 
 
Tabanı ile ayak üstü veya yalnız tabanı deri kaplanmış çorap üstüne mesh yapmak câizdir. 
 
Sert olup da yürürken aşağı düşmeyen çorap üzerine mesh etmek câizdir. 
 
Mestler, abdestsizliğin ayaklara geçmesine mâni olmaktadır. Ayaklar yıkandıktan sonra mestleri giymek ve bundan sonra abdest almak câizdir. 
 
Mest, mestlerin üstüne yapılır. Mestlerin altına, ya'nî tabanına mesh yapılmaz. 
 
Sünnet üzere mesh etmek için, sağ elin yaş beş parmağı, sağ mest üzerine, sol elin parmakları da, sol mest üzerine, boylu boyunca yapıştırılıp, ayak parmakları üzerine gelen ucundan, bacağa doğru çekilir. El ayaları meste değdirilmez. Meshin üç el parmağı eninde ve boyunda olması farzdır. 
 
Mesh, elin dış tarafı ile câiz ise de, iç kısımları ile yapmak sünnettir. 
 
Yaş ot üstünde yürüyerek veya yağmur ile, mestlerin üzeri ıslanırsa mesh yerine geçer. 
 
Mest üzerine mesh müddeti, mukîm olan için, yirmidört sâatdir. Müsâfir için, üç gün üç gece, ya'nî yetmişiki saatdir. Bu müddet mesti giydiği zaman değil, mesti giydikten sonra, abdesti bozulduğu zaman başlar. Mestli kimse, abdesti bozulduktan sonra yirmidört saat geçmeden sefere çıksa, bu mestlere üç gün ve gece mesh edebilir. Müsâfir iken mukîm olsa, yirmi dört saat geçmiş ise, mestleri çıkarıp, ayaklarını yıkayarak abdest alır. 
 
Ayağın üç parmağı sığacak kadar yırtığı bulunan mest üzerine mesh etmek câiz değildir. Yırtık, bundan az ise, mesh câiz olur. Bir mestin birkaç yerinde, küçük yırtıklar var ise bunlar toplanınca, üç parmak kadar olursa, buna mesh etmek câiz olmaz. Bir mestte iki parmak, diğer mestte de iki veya bir parmak görünecek kadar yırtık varsa, bunlara mesh edilebilir. Mesh câiz olmayan yırtık, üç parmağın ucu değil, üç parmağın bütünü görünecek kadardır. 
 
2 - YARA VE SARGI ÜZERİNE MESH: 
 
Yaranın, çıbanın, derideki çatlak ve yarıkların üzerine veya içine konan merhem, pamuk, fitil, gaz bezi, flâster, sargı bağı gibi şeylerin çözülmesi, çıkarılması yaraya zarar verirse üzerine mesh edilir. 
 
Özür sâhibi olan, istediği zaman abdest alır. Alınan abdest ile istediği kadar farz ve nâfile kılar ve Kur'ân-ı kerîm okur. Namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur. Her namaz vakti girdikten sonra, yeni abdest alıp, bu vakit çıkıncaya kadar her ibâdeti yapar. 
 
Özür sâhibi olabilmek için, abdesti bozan şeyin devam üzere mevcut olması lâzımdır. Ya'nî, herhangi bir namaz vakti içinde, abdest alıp yalnız farzı kılacak kadar bir zaman abdestli kalamayan kimse, özür sâhibi olur. Özür sâhibinin özürü, sonraki her namaz vaktinde bir kere, biraz akarsa, özrü devam ediyor sayılır.