ABD’nin KUDÜS’ü israil’in başkenti olarak tanıyacağı haberi dünya genelindeki tüm Müslümanların, Hristiyanların ve hatta siyonizm karşıtı Yahudilerin tepkilerini çekti.
Peki neydi KUDÜS’ü 3 Din içinde bu kadar kıymetli kılan?
Burası büyük Peygamberlerin hak ve hakikati insanlığa tebliğ ettiği mekanlar…
Burası Hz.Davut'un Peygamberlik Mührünü taşa vurduğu ve lahuti sesiyle ruhlara hayat üflediği topraklar…
Hz. Süleyman Peygamberin Belkıs’ın tahtını getirme hadisesi burada gerçekleşti. Yine burada Hz. Süleyman Peygamber ilk Mabedi yaptı. Hz. İbrahim (A.S.) bu topraklardan
geçti ve Hz. İsa A.S. kavmine tabliği burada yaptı.
Kudüs için anlatılacak çok şey var. Kıymetini anlayabilmek için tarihine çok kısa göz atalım.
Şehrin tam olarak ne zaman kurulduğu bilinmiyor, ancak tarihi 6000 yıl önceye kadar dayandığı tahmin ediliyor. Tarih boyunca bir çok devletin hakimiyeti altına girmiştir.
Bazı tarihi kaynaklara göre Arapların en eski kabilesi kabul edilen Yebusiler M.Ö. 5000 yılında bu şehri kurarak YABUS ismini vermişlerdir.
M.Ö. 1049 yılından itibaren şehir Yahudilerin eline geçmiş Davut şehri olarak anılmıştır.
Yahudileri şehirden çıkaran Farisiler M.Ö. 586 yılında şehre egemen olmuş, tüm miras ve mabetleri yağmalamışlar.
M.Ö. 332 yılında yunanlılar M.Ö. 63 yılında romalılar şehre hüküm sürmüş ve şehre İLİYA KAPTULİNA adı verilmiştir.
Daha sonra kısa bir süreliğine Yahudilerin yardımıyla Farisiler’in Bizans’tan aldığı şehir 330 yılında tekrar Bizans yönetime geçmiş ve 3 asır kalmıştır.
Kudüs’ün Hristiyanlar için önemi; Hz. İsa burada yaşamış, çarmıha gerilmiş ve tekrar burada yeryüzüne inecektir.
Mescid-i Aksa ilk kıblemizdir. Mescid-i Haram'dan sonra içinde insanların Allah'a ibadet etmeleri amacıyla yapılan en eski ikinci mabed Mescid·i Aksa’dır. Kur’an-ı Kerimde
bu isimle anılır. ( İsra Suresi 17 / 1 ) Hadis-i Şeriflerde ise bu isimle birlikte Beyt-ül Makdis ( Kutsal ev) diye de geçer.
Hz. Muhammed (s.a.v.) in İsra Hadisesi (Peygamberimizin Hz.Cebrail (A.S.) rehberliğinde Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya olan yolculuğu) ve Miraç hadisesi sonrasında
Kudüs İslam alemi için manevi olarak kabul edilmiştir.
Kudüs’ün Müslümanlar tarafından fethi 638 yılında Hz. Ömer (R.A.) kumandanlığında gerçekleşti.
Hz.Ömer (R.A.)’ den sonra Hilafet ile birlikte Emeviler, Abbasiler ve Selçukluların yönetimine geçen Kudüs daha sonra haçlıların eline geçmiştir.
88 yıl Haçlıların işgali altında kalan Kudüs büyük kumandan Selahaddin Eyyubî tarafından fethedilmiştir.
Daha sonra kısa sürelerle farklı devletlerin hakimiyeti altına girmiş ve 1516 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından feth edilmiştir.
Buradaki gayr-i müslimler Yavuz Sultan Selim'den, Hz. Ömer (R.A.) ve Selahaddin Eyyubî’nin onlara sunduğu güvenceyi kendisinde sunamasını isterler. Buradan Kudüs
halkının İslam Devleti himayesinde ne şartlarda yaşamış olduğu sonucunu çıkartabiliriz.
1917 yılında Kudüs İngilizlerin eline geçmiş ve İngiliz mandası olarak Filistin’in başkenti olmuştur. 1948 yılında İngilizler Kudüs’ten çıkmıştır. Bölgede İsrail devleti kurulmuştur
ve 1967 de israil Kudüsün tamamını işgal etmiştir.
Ve 6 Aralık 2017 de ABD Kudüsü israilin başkenti olarak tanıdığını ifade eden ilk devlet olarak tarihi işgali meşrulaştırmıştır.
ABD bu işgali meşrulaştırarak Tarihe, Adelete ve İnsan Haklarına ihanet etmemelidir.
Asırlardır 3 dine ev sahibliği yapmış KUDÜS kişilerin, isteklerin siyonist devlet israil’in tekeline mahkum edilemez.