Produit Ajouté au Panier

X
COMPLÉTER LA COMMANDE
CONTINUER VOS ACHATS

29

JAN'15

 

 

İnsanlar sadece amenna deyivermekle terk edileceklerini mi zannettiler? İman ettik deyivermekle salıverileceklerini mi zannediyorlar? Öyle mi hesap ediyorlar? Öyle mi umuyorlar ki amenna deyiverecekler, inandık deyiverecekler de salınıverecekler öyle mi? Hesaplarını kitaplarını buna göre mi yapıyorlar? İman ettik deyiverecekler ve sonra hemen cennete gidecekler öyle mi? Dünyada hiçbir sıkıntı çekmeyecekler ve âhirette de kurtulacaklar. İmtihan edilmeyecekler, denenmeyecekler öyle mi?

21

JAN'15
 
Görüyoruz ki; kainatta canlı ve cansız varlıklar mevcuttur. Bir kitap kâtipsiz, bir saray ustasız olamaz iken bu düzen içerisindeki kainat kitabının bir sahibinin, bir yaratıcısının olmaması düşünülebilir mi?
 
Hayatı, ilmi, şuuru olmayan Güneş belli bir yörüngede hareket eder ve ısı ve ışığını Dünya’ya ulaştırır. Güneş adeta Dünya’nın lambası ve sobasıdır. Dünya’dan çok daha büyük ve uçağın hızından çok daha hızlı bir şekilde hareket eden yıldızlar birbirlerine çarpmadan, beraberce uzay okyanusunda yüzerler.
 

 

10

JAN'15

 

Şüphesiz asr-ı saadet döneminde yaşanan her hadisenin ötesinde hadiseler gizlidir. Dinledikçe, okudukça bizi etkisi altına alan meselelerden biri de gerdanlık mevzusudur.
 
Aişe (r.a.) ve Ümmü Seleme (r.a.) bu seferde Peygamber (s.a.v)’e eşlik ediyorlardı. Peygamber (s.a.v)’in zamansız yola çıkma emri verdiği yerden birkaç konak ötede güneş batarken Aişe akik gerdanlığını yere düşürdü.

01

JAN'15

 

 

Hiç düşüncüdünüz mü bunca imtihanın sebebi nedir diye? İsyan etme boyutuna varacak kadar ileri gittiğiniz günlerde hiç sordunuz mu kendinize imtihanın gerekliliği neydi diye? Bunca dünya nimeti varken niçin imtihana gerek vardı ve niçin bu imtihana tabi tutulan sizdiniz?
 
Allah İnsanları neden imtihan eder?

04

DEC'14

 

Bir hadis-i şerifte Rasûlullah (Sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurur ki:
 
“Yedi eve Allah’ın rahmeti inmez:

12

NOV'14

 

Tasavvufî kültürün en latif tabirlerinden biri olan (eyvâallah), çoğu kimseler tarafından yerli yersiz, gelişigüzel kullanılmasına rağmen yine de işitildiğinde veya söylenildiğinde ruhlara serinlik ve rahatlama bahşeden tılsımlı bir söz. Mânevî terbiyeyi insanî hayatta nakış nakış işleyen ve inceleyen tasavvuf, bu hassasiyeti konuşma üslûbunda da göstermiştir.